1 Mayıs 2009 Cuma

mayıs sendromu

katalizörlerin etkisiyle, bu yıl pas geçeceğini umduğum mayıs sendromum, benden belirsiz bir zamanda ve mekanda henüz mayıs olmadan, 30 nisan'ın ilk saatlerinden başladı. ilkbaharın son ayında yaşadığım bu psikolojik bozuntuya en iyi de bir sonbahar şarkısı gidiyor: lake of tears - forever autumn. bu şarkı eşliğinde geçen sene pek çok melankolik yazı yazmıştım, bir örnek.

11 ayımın sultanı mayıs, boş bir kola kutusunun içine düşen hamamböceğinin karanlığında geçiyor benim için. sanki geriye kalan aylar yarı aydınlık iken bu deyus tam karanlık. herşey alabildiğine kötü. istediğim hiçbir sonuca ulaşamazken, istemediğim ve beklemediğim pek çok olay da beni buluyor. arkadaşlarımla, sevgililerimle olan ilişkilerim orta şiddetten başlayan depremler geçiriyor, üstümde gezen melankolik bulut sayesinde hiçbir şeyden zevk alamazken, hafif rahatsız edici travmasında yaşadığım ne varsa benim için cehennem azabına dönüşüyor. ne anne koynu sıcaklığı arıyorum, ne deniz kıyısında ya da ormanın içinde herkesten uzak bir tatili. hayatıma olduğu gibi devam ediyorum. çünkü hiçbir tatilin bu ay içerisinde bana iyi geleceğini düşünmüyorum. daha çok zaman öldürmeye çalışıp, çabuk bitirmek istiyorum mayısı.

"neden böyle oluyor peki?" sorusuna yanıt bulamadım henüz. oluyor. engelleyemiyorum. geçen sene mayıs bitince, böyle bir sendromun olmadığının, bunu kendimin yaratıp ilerlettiğimin, her yıl mayıs ayını bekleyip bile bile bu melankoliye girdiğimin sonucuna varıp, bu sene, çıkardığım bu sonucun verdiği özgüvenle "olmayacak" dediğim, oldu yine. şu an uzun süredir dinlemediğim, forever autumn'u dinliyorsam tam içindeyimdir.

hayırlı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

defter

eğer gerçekten ölümümden sonra bedenimle ne yapılacağını umursuyor olsaydım, attığım her adımla ıslak bir pamuk gibi şekillenen beyaz plaj k...